Neden Düşeriz (Why do we fall?)
- anonim- alıntı
- 6 Eyl 2016
- 2 dakikada okunur

Size zaten bildiğiniz bir şeyi söyleyeceğim: Dünya her zaman güllük gülistanlık değildir, acımasız ve kötü bir yerdir. Ne kadar güçlü olursan ol; izin verirsen, seni dizlerinin üzerine çöktürür ve sonsuza kadar orada kalmana neden olur. Sen, ben ya da hiç kimse, hayat kadar güçlü darbe vurmayız. Ama önemli olan vurabildiğimiz değil, aldığımız darbelerden sonra yolumuza devam edip edemeyeceğimizdir. Gerçek olan budur!
Acı geçicidir! Bir dakika, bir saat, bir gün hatta bir yıl sürebilir. Ama eninde sonunda geçer ve yerini başka bir şey alır. Eğer vazgeçersem, bu sonsuza dek benimle kalır. Hata payı o kadar düşüktür ki; gereğinden erken ya da gereğinden geç bir adım atarsın ve sonuca ulaşamazsın! Gereğinden hızlı ya da yavaş olursun ve yarım saniyeyle kaçırırsın.
Kat etmemiz gereken mesafeler her yerde karşımıza çıkar; oyunun her anında, her dakikasında ve her saniyesinde. Ve eğer bir hayalin varsa, ona sahip çıkmalısın. İnsanlar bir şeyleri yapamadıkları zaman sana da yapamayacaklarını söylerler. Bir şeyi istiyorsan, git ve al.
Başarısızlıktan korkmayın! Her zaman kazanamazsınız ama, karar vermekten korkmayın. Farklı bir şeylerin yapılabileceğine inanmalısınız. Yapabileceğini söyleyende yapamayacağını söyleyen de genellikle haklıdır.. Çoğunuz başarılı olmak istediğinizi söylersiniz ama bunu gerçek manada istemezsiniz. Onu ne eğlenmek kadar ne kadar havalı görünmek kadar çok önemsersiniz.Çoğunuz başarıyı uykuyu istediğiniz kadar çok istemezsiniz.
En büyük korkumuz yetersiz olmak değildir. En büyük korkumuz sınırların çok ötesinde güçlü oluşumuzdur. Bizi korkutan karanlığımız değil, ışığımızdır aslında. En derinlerinize inip kendinize kim olmak istediğinizi sormalısınız.Başkalarına ne kadar çılgınca gelirse gelsin, sizi gerçekte neyin mutlu edeceğini bulmalısınız. Bir tercih yap, bir karar ver. Ne olacaksın, kim olacaksın, nasıl yapacaksın. Ne söylemiştin sen kendine önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil; ne kadar güçlü bir darbe karşısında ayakta kalıp yola devam edebildiğimizdir. Ne kadarına dayanıp yoluna devam edebildiğindir. Şimdi ayağa kalk ve asla pes etme! Burada böylece durabilir ve hırpalanmaya göz yumabiliriz ya da ışığa ilerlemek için karşı koyar kendimizi bu cehennem çukurundan kurtarırız.
Her seferinde daha öteye hedeflerimize ulaşmak için, varlığımızı var olacağımız şey uğruna feda etmeliyiz!
Çoğumuz çalışıp yorulduğunuzda vazgeçtiğiniz için başarısızlığa uğrarsınız. Daha iyisini yapamam dersiniz, haklısınız, hiç denemediniz. İyi yazamam dersiniz çünkü daha önce hiç yazmamışsınızdır! Kabiliyet doğuştan gelir. Yetenek sadece saatlerce ve saatlerce çalışmak sonucu geliştirilir. Eğer bir başkasının hayatına bir şey katmıyorsanız vaktinizi boşa harcıyorsunuz demektir. Vazgeçmeyi değil, devam etmeyi dene, pes etmeyi düşünme; yeterince acı ve sıkıntı çektin; şimdi ödülünü al. Eğer neyi hak ettiğini biliyorsan git ve onu al! Ama unutma; zorlukları göze almalı ve mücadele etmelisin! Ve elde etmek istediğin şeye ulaşamamışsan bir başkasını neden gösterme çünkü bunu ödlekler yapar ve sen bu değilsin! Bundan daha iyisisin. Her gün ve her an yeni bir başlangıçtır. Şimdi onlara gidip farklı olduğunu göstermelisin! Sen, bu güce sahipsin! Makineleri üreten, mutluluğu gerçek kılan siz insanlar; dünyayı güzel ve özgür hale getirecek, yaşamı bir maceraya dönüştürecek güce sahipsiniz. Pekala ne yapacaksınız?

Çünkü limitler, tıpkı limitler gibi; genellikle bir illüzyondan ibarettir.
"Why do we fall, ,Bruce?
+So we can learn to pick ourselves up!"
Comentarios